Teknik Üniversite birinci sınıftayız…
Aylardan herhalde Kasım ayıydı..
Akşamüstü 17.00 dolayları..Dersten çıkmış,Gümüşsuyu Yurdu lokalinde oturmuş çay içiyordum.Akşam yemeğini yurtta yiyip yola koyulacağım.
Kafam hayli karışık…Beşiktaşta pansiyonda kalıyorum.Gaz sobasına gaz alacağım..Bir battaniye ihtiyacım var..çamaşırlar birikti ..nasıl yıkayacağım.Elimde fazla para yok..birkaç kitap almam lazım..Problem çok..bakalım nasıl altından kalkacağım…diye kara kara düşünürken birden bir sesle irkildim..karşımda ayakta 45 yaşlarında bir bey duruyordu..orta boylu başı açıktı..güleryüzlüydü..
Oturabilir miyim kardeşim..
-Tabii,buyurun
Siz Teknik Üniversitede mi okuyorsunuz..
-Evet ..İnşaat Fakultesi birinci sınıftayım..
Kardeşim benim halletmem gereken bir meselem var,ben 20 sene önce Teknik Üniversiteden mezun oldum.
Mezuniyetten 2 sene sonra Almanya’ya gittim..orada 15 sene çalıştım.
-Evet…
-Mühendis çıktıktan sonra bende bir merak oluştu..Hesap cetvellerine karşı aşırı bir ilgi duyuyordum..Nerede güzel bir hesap cetveli görsem dikkatimi verirdim.Bu merakla Almanyada kaldığım süre içerisinde 8 tane hesap cetveli aldım..
-Evet efendim..
-Fakat artık bu hesap cetvelleri bana fazla gelmeye başladı…açıkcası biraz da sıkılmaya başladım.
-Evet
-Şimdi sendan bir ricada bulunacağım..Senin hesap cetvelin var mı ?
-Yok
Çok iyi tam yerine düştüm.
…….
Çantasını açtı… muhtelif ebadlarda hesap cetvellerini masanın üzerine koydu.
-Burada 6 adet cetvel var..2 tanesini kendime ayırdım…gerisi bunlar..Şimdi senden ricam bunlardan birkaçını kendine ayır…diğerlerini tanıdık arkadaşlarına ver..
-Çok teşekkür ederim….
-Ben teşekkür edeceğim…cünkü bu cetveller 1 senedir bende ağırlık yapmaya başlamıştı..
On dakika kadar sohbet ettik…Bana dersler üzerinde tavsiyelerde bulundu…
-Çay içer misiniz..
-Hayır teşekkür ederim…benim acil olarak bir yere uğramam lazım..iyi akşamlar dilerim
-Size de iyi akşamlar..
Mühendis ağabeyimiz hızla yerinden kalktı, tokalaştık ve hızlı adımlarla lokalin kapısına yöneldi..
O gidince ben hesap cetvellerini incelemeye başladım…3 adedinin skalası (gösterge kılı ) yoktu..
2 tanesi çok küçüktü..1 tanesi de normal boyuttaydı.
Hesap cetvellerini çantama koydum..
…………
Müteakip günlerde skalası olmayan cetvellere kıl uydurmya uğraştım ama hassas bir düzenek kuramadım.
Onları bir kenara ayırdım.Bu halleriyle hiçbir işe yaramıyorlardı.1 büyük ve bir küçük cetveli kendime ayırdım.Bunlar fırınlanmış özel ahşaptan
yapılmıştı.kalan bir tanesini de ortaokuldan sınıf arkadaşıma, İTÜ Elektrik fakultesinde okuyan arkadaşıma verdim..
...................................
İşe yarayan ve işe yaramayan cetvelleri uzun yıllar muhafaza ettim.Mezun olduktan sonra da korudum.
Ancak iş sebebiyle İzmirden ayrıldıktan sonra , evdeki tadilatlar sırasında evdekiler bir şeye benzetememişler ve çöpe atmışlar..geldiğimde evde koyduğum yerde bulamayınca çok üzüldüm..ama yapacak bir şey de yoktu artık…
Bu hesap cetvelleri bugünlere kalsaydı bayağı antika olacaklardı..Çünkü o zaman bile antika kapsamına rahatça girerlerdi…
Bu olayı anlattıktan sonra hesap cetvelleri ile ilgili bir forumda yapılan tartışmanın konu edildiği linki mesajıma ekliyorum.
İşin ilginci..tesadüf bu ya…tartışmaya son katılan kişi Sevgili Nejat’ın Blogunun linkini veriyor.
Çok hoş bir sürpriz değil mi….
Berat Karabay
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder