12 Ocak 2008 Cumartesi

GEZDİM GÖRDÜM - Aphrodisias - Cengiz Caner

Bir zamanlar Lidya eyaletinin başkenti olan Aphrodisias, Nazilli’nin 38 km güneyinde Karacasu nahiyesinin
-->Geyre Köyü civarında bulunmaktadır. 19. yüzyıldan itibaren yöreye ilgi başlamış ve çeşitli dönemlerde çalışmalar yapılmıştır. 1961 Yılında yöreye gelen Arkeolog Prof.Kenan Evrim’in girişimleri sayesinde New York Üniversitesinin katkıları ile ilk çalışmalar başlamıştır. Hocanın ölümünden sonra da New York Üniversitesi Arkeologları çalışmaya devam etmektedirler.

1 yorum:

Neco dedi ki...

Sevgili Cengiz,

Ben de bugün Cumhuriyet gazetesinde çıkan bu yazı ile katkıda bulunmak istedim.

Sevgiler
Nejat Uğurlu

Cumhuriyet 20.01.2008

Afrodisias Müzesi'ne ek olarak yapılan yeni Sebasteion Salonu'nun mimarı Cengiz Bektaş anlatıyor:
Afrodisias Karya'nın başkentiydi

EGEMEN BERKÖZ

Afrodisias Müzesi'ne bir ek yapıldığını, mimarının da Cengiz Bektaş olduğunu öğrenince hemen kendisini aradım. Dün gazetemizde haberini verdiğimiz, Sebasteion tapınağında bulunan kabartmaların onarımı için yapılan açık arttırmayı düzenleyen Geyre Vakfı'nın da üyesi, yüksek mimar, onarılan kabartmaların sergileneceği yeni Sebasteion Salonu'nun tasarımını yapan, yapım süresince son bir yıl hemen hemen her hafta Afrodisias'a uçarak yapımı sürekli denetleyen Cengiz Bektaş, bu konuda bilgi almak için başvurulacak en doğru adresti bence. Yıllar önce TYS olarak bir etkinlik için Denizli'ye gittiğimizde bize Afrodisias'ı gezdiren Bektaş'a önce Afrodisias'ın ortaya çıkarılışını sordum.

Ara Güler bir gün Geyre'de...

CENGİZ BEKTAŞ - Afrodisias eskil kentler arasında, özellikle kentsel oylumlar tasarımı açısından, en önemlilerinden biri. İlk kez 1904'te, sonra 1913'te ve 1917'de kazılar yapılmış. 1959'da Ara Güler Tavas çevresinde dolaşırken karanlıkta yolunu kaybedince uzaktaki bir ışığa doğru gidip Geyre köyünün kahvesine ulaşmış. Kahvedeki mermer parçalar çok ilgisini çekmiş, sormuş kahveciye bunlar nedir diye. Kahveci de yarın gündüz gözüyle göreceklerinize şaşıracaksınız diye yanıtlamış. Ara Güler ertesi gün yanındaki tüm filmleri bitirmiş. Çektiği resimleri muhabiri olduğu yabancı dergilere yollamış. Bu dergilerden birini New York Üniversitesi'ndeki genç Prof. Dr. Kenan Erim görünce hemen kararını vermiş: Bundan sonraki yaşamı Afrodisias'a adanacaktır. 1961'de kazılara başlamış.

Peki, Afrodisias nasıl Geyre oluyor?

BEKTAŞ - Geyre, eskil çağ devleti Karya adının bugüne gelirken değişmiş biçimi. Karya'yı buranın yerli halkı Kar'lar kurmuş. Afrodisias bu ülkenin başkenti. Aynı zamanda bereket tanrıçası Afrodit kültünün kenti. Sezar ile Octavius kendilerini Afrodit ailesinden sayarlarmış. O nedenle özellikle Pax Romana döneminde kent çok gelişmiş. O çağda bilinen yeryüzünün kültür sanat merkezi... Kentin yaslandığı Babadağ'dan (Salbakos) çıkarılan, yontuya çok uygun, ışık saçan mermerle, Afrodisiaslı heykelciler kenti yeryüzünün en önemli yontuculuk okulu durumuna getirmişler.

Bizans döneminde de Karya eyaletinin başkenti olan kentte Metropolitlik kurulmuş, adı da "Haçın Kenti" Stavropolis olarak değiştirilmiş. 7.- 8. yüzyıllarda Arap talanları ve yoksulluk, ardından sıtma, 1344'te de çok büyük bir deprem olunca kent boşalmış. 18. yüzyılda Yörüklerin gelip Afrodisias'ın üzerine Geyre'yi kurmalarına kadar kimse uğramamış buralara.

Afrodisias'a adanan bir yaşam...

- Kenan Erim'e dönersek...

BEKTAŞ - Kenan Erim 30 yılını vermiş buraya, bütün yapıları ortaya çıkaran o. Son olarak da Sebasteion'u. Bir tür tapınak. Bir mermer caddenin iki yanında üçer katlı iki yapı, bu yapıların yer katları dükkân. Birinci katlarında mitolojik olayları, tanrıları anlatan; ikinci katlarında da Roma imparatorlarını tanrılaştıran kabartmalar var.

- Neden bu kadar önemli bu kabartmalar?

BEKTAŞ - Tamamı toprak altında kaldığından günümüze dek korunarak gelebilmişler. Her biri gerçekten önemli bir yontuculuk yapıtı ve konuldukları yere göre tasarlanmışlar. Kenan Erim'in düşü bunları bir yapıda koruyabilmek, bu nedenle orada bir müze yapılmasına önayak olmuş. Yaklaşık 20 yıl önce de bu müze gerçekleştirilmiş. Ancak, daha sonra çıkan bütün buluntuları alabilmesi olanak dışı.