9 Mart 2008 Pazar

HATIRLADIKLARIMDAN - Berat Karabay

KALIPCIBASI

Izmir’de bir fabrika insaatindaki bu olayi yillar gecmesine ragmen hic unutmadim.

Sene 1974… Santiyemizde yaklasik 40 kalipci ve 25 demirci ustasi calisiyor.

Is agirlikli olarak kaba insaat…Elemanlarin hepsi muteahhit’in kadrosunda.Tasaron yok..

Calismalar basladiktan 10 gun kadar sonra sevimli bir kalipci ustasi kalipci ekibinin basi olarak gorunmeye basladi..Hergun santiyeye gelisimde beni karsiliyordu ve kalipcilarin o gunku calismalari hakkinda bana bilgi veriyordu…Sicakkanliydi..Bilgili gorunuyordu ve hepsinden onemlisi bende guven uyandirmisti…Kalipci ustalariyla aramizdaki iletisimi iyi sagladigi soylenebilirdi.Adinin telaffuzundaki zorluktan midir nedir…Kalfamizla aramizdaki konusmalarda ondan ‘’Kalipcibasi’’ diye sozeder olmustuk.

Insaat calismalarimiz ilerlerken…gunler gecip giderken …birgun kalfanin izinli oldugu gunlerden bir gun…

Insaatta bir makine kaidesi kalibi yapilacakti..Kalfa yoktu…Aklima hemen Kalipcibasi geldi,kendisini santiye ofisine cagirdim…bir dosya kagidina makine kaidesi olculerini yazdim.Dikdortgene en olarak 2.80 metre, boy olarak 4.30 metre yazdim.Temel yuksekligi olarak 50 cm. yazdim.Kalibin yapilacagi yere beraber giderek kendisine kagidi verdim,olculeri bir daha acikladim ve ogleden sonra 2 ye kadar kalibi hazirlamasini bildirdim ve ofise geldim.

Saat 1 de Kalipcibasi ofise geldi ve kalibin hazir oldugunu soyledi..Ben de ‘’tamam,demircilere soyler demirini baglatirim,yarin da betonunu dokeriz’’dedim ve Kalipcibasi isinin basina dondu.

2 saat kadar gecmisti…insaatta bir yere bakmam gerekti…yolum makina kaidesinin yapilacagi yerden geciyordu,gayriihtiyari kaliba baktim..bir terslik var gibi geldi bana.dikkatlice bir daha baktim.cebimden serit metreyi cikardim,olctum…benim Kalipcibasina verdigim olculerle alakasi yoktu.2.80 yazdigim 3.90 metre olmustu..4.30 metre boy 5.50 yapilmisti..yukseklik 50 cm.degildi..70 cm ydi.sasirdim kaldim ve kizginlikla Kalipcibasina haber gonderdim,hemen gelmesini bildirdim…2-3 dakika sonra usta karsimdaydi.

Kagidi cikar dedim..bu olculer ne boyle…Elleri titreyerek kagidi cikardi.Bak ben ne yazmisim sen ne yapmissin dedim..sokun kalibi dedim ve nicin boyle yaptigini ustaya sordum..Basini onune egmis..hicbir cevap vermiyordu.Tekrar tekrar sordum…gene hic cevap vermedi..onu orada birakarak santiye binasina geldim.

Aksam mesai bitinceye kadar bu kalibin neden boyle ilgisiz olculerde yapildigini dusundum ..bir cevabini bulamadim.Aksam eve geldim…kafamda hep bu kalip var…bir turlu sebebini bulamiyorum.

Ertesi gun sabah santiyeye geldim..Kalipcibasini cagirdim.Neden boyle ilgisiz bir kalip yaptigini sordum..gene cevap yok..Sonunda dayananamadim Senin isine son veriyorum dedim.

Kalipcibasi hic aklimin ucundan bile gecmeyen bir cevap verdi..

Sefim benim okuma yazmam yok ki deyiverdi…

Ilk saskinliktan sonra …peki oyleyse sana olculeri yazip ta verdigim zaman neden soylemedin dedim..cevabi daha da sasirticiydi..

‘’sizin nazarinizda kredim kaybolur..itibarim kalmaz diye soylemedim,buyukce bir kalip yaparsam isimizi gorur diye dusundum’’dedi.

…………………

Daha sonraki haftalarda ,aylarda Kalipcibasi isine devam etti..ama sade bir kalipci olarak…Santiyede beni gordugu zaman yolunu degistirmeye calisiyordu…Pek fazla ortalarda gorunmuyordu..

Bu olaydan sonra birkac yil boyunca usta ve iscilere yazili bir kagit verirken daima soruyor oldum: Okuma-yazman var mi diye…

Berat Karabay

Hiç yorum yok: